Feromon insanlarda ve hayvanlarda bulunan ve kokusu olmayan salgılardır. Bu salgıları insanlar en çok koltukaltlarından salgılıyorlar. Havaya yayılıyor ve havadan diğer hayvanlar/insanlar karşıdakinin ne salgıladığını algılıyor. Ne yazıkki bilim bunu keşfedeli 20 yıldan biraz fazla olmuş. Böyle bir şey keşfedilir de kullanılmaz mı? İnsanların böyle bir bilgiden mahrum kalması düşünülebilir mi? Şüphesiz ki hayır. Araştırılmış, insana özel feromonlar bulunmuş ve listelenmiş.

 

 

Feromon zerrecikleri burun içinde bulunan VNO merkezini uyararak uyarının cinsine göre beynin gerekli bölgelerine seksüel sinyal gönderilmesini sağlıyor.

 

 

Feromonlu Parfümler, herhangi bir parfümü kullandığınız gibi kullanılabilinir. Boynunuza,dirsekle bilek arasına veya vücudunuzun herhangi bir bölümüne uygulayabilirsiniz. Karşı cinsin dikkatini çekmekle ilgilendiğiniz veya uyarıcılığın gücünü hissetmek istediğiniz her hangi bir zamanda kullanılabilinir. İş hayatında kazanmak için gündelik temel işlerde, okulda veya herhangi bir sosyal aktivitede kullanılabilinir.

 

 

Feromonların insan davranışlarına olan etkisi pek açık seçik olmamakla birlikte davranışlarımızı etkilediği aşikârdır. Çoğu feromonlar vücudun ısınması ile birlikte havaya küçük partiküler halinde karışarak transfer olurlar. Bazı feromonlar ısı ile buharlaşarak havaya karışabilen proteinlerdir.

 

Bunların çoğu öpüşmek ya da deri teması ile karşı tarafa transfer olurlar. Öpüşmek insanın genel kültür davranışında mevcut olup kişisel feromonları iletir. Bir anne bebeğini öptüğünde bu yolla aralarındaki bağ dahada güçlenmiş olur.

 

Feromonlar iki şekilde etkili olurlar. Birincisi diğerlerine sizin varlığınızı duyuran ve beyinin belli bir noktasını etkileyerek davranış değişikliğine yol açan sinyal feromonlarıdır. İkincisi ise genellikle öpüşmek ve deri teması ile transfer olan ve GnRH üretimini artıran priming feromonlardır. Sonuçta bu transfer ilişki, metabolizma, gelişmeyi yönlendiren diğer birçok hormonun üretimini tetikler.

 

Feromonlar önceden kodlanmış genetik programları aktive ederler. Feromonlar Sayesinde yüksek miktarda üretilen GnRH seks hormonlarını tetikler.

 

 

Tüm memelilerde varlığı kanıtlanmış ve türler içi davranışları düzenlemede rolü olduğu belirlenen vomeronazal organın aslında ilk saptandığı canlı, insandır. 1703 yılında Ruysch tarafından tesadüfen genç bir insanda tanımlanan vomeronazal organ (VNO) ile ilgili çalışmalar 100 yıllık bir aradan sonra başlamış ve Jacobsonun diğer memelilerde bu organı tanımlayıp adını vermesi (Jacobson organı) ile devam etmiştir. Jacobson, insanda bu organı tanımlayamamış ve bu nedenle insan türünde atrofik olduğunu iddia etmiştir. 1891 yılında Potiquet, insan VNOının tam anatomik yapısını, 200 erişkin insanın %25inde görerek ortaya koymuştur. Bundan sonra 1930 yılına dek VNO ve beyinle bağlantısını sağlayan nervus terminalis (NT) hakkında birçok anatomik çalışma ortaya konmuştur. Bu çalışmaların hepsinde de VNOın insan türünde rudimenter ve afonksiyonel olduğu ileri sürülmüştür. Ancak son çalışmalarla VNOın insanda intrauterin hayatta geliştiği ve büyüdüğü, tüm insanlarda bulunduğu, beyinsel faaliyetleri etkileyecek derecede fonksiyonel olduğu ortaya konmuştur.

 

 

Kişisel çekici feromonlar genelde havaya karışabilen özel çekici kokusu olanlardır. Kokular ve bizlerin o kokulara olan reaksiyonumuz vücut fonksiyonları için çok önemlidir.

 

İnsan genomunun en önemli bir parçası (yaklaşık 30.000 insan geninden 1500 kadarı % 5) kokunun reseptörünü kodlamak için kullanılır. Anatomikolarak iki organ kokulara karşılık verir. Nasal boşluğun üst kısmında bulunan olfaktif sistem ve nasal septumda bulunan VNO dur.

 

İnsandaki etkileşimler diğer canlılara oranla daha karmaşık olmasına karşın, kokular yinede insan davranışlarını etkilemekte ve feromonlar cazibeyi ve bağı artırmaktadır. Duygularımızın odaklandığı beynimizin limbik bölgeleri feromonlardan direk olarak etkilenmektedir.

 

 

Kokunun az olması duygusal bağı azaltmaktadır. Toplam nüfusun yaklaşık % 1,3 doğuştan koku eksikliği ya da anosmialıdır. Anosmialı şahıslar çoğu kez libido eksikliğinden şikayetçidirler. Bazı araştırmalar yaşlanma ile seks arzusunun azalması ile kokuların azalmasının doğru orantılı olduğunu saptamıştır.

 

Çoğu feromon belirli bir kokuya sahipken bazıları ise belirgin bir kokuya sahip olmayabilir. Kadınlar çoğu kez daha önce erkekler tarafından giyilmiş olan T-shirtleri yıkamadan giymeyi severler. Orta çağlarda erkekler dans ettikten sonra mendil ile alınlarını silip bunu eşlerine hediye ederlerdi.